Safran kendiliğinden yetişmeyen özel soğan dikimi ile 3-4 yıllık olan ve sadece çiçeklerinden faydalanılan otsu bir bitkidir. Safran ülkemizde sadece Safranbolu’da üretilmekte iken günümüzde devlet teşvikleri ile ekim alanları arttırılmaya çalışılmaktadır. Ekimi, hasatı ve ürün haline getirilmesi çok meşakkatli olan bu bitkinin toz halinde satılması, ya da sadece çiçeklerinin içinde bulunan 3 yapraklı dişi kısımlarının satılması ve tüketilmesi söz konusudur. Fakat üretiminin zor olması nedeniyle fiyatları da oldukça pahalıdır ve bu nedenle altın değerinde tutularak “kırmızı altın “olarak da anılmaktadır.
Safranın faydalarını sıralamak gerekirse; kanser bastırıcı, güçlü antioksidan yapısı ve içeriği nedeniyle ilaç sanayinde yoğun olarak kullanılmaktadır. ilaç sanayinin yanında kozmetikte ve özellikle boya sanayinde çok yoğun olarak kullanılmaktadır. Çünkü safran bitkisi kendi ağırlığının yaklaşık 100 katı kadar ağırlığa sahip her şeyi boyayabilme özelliğine sahiptir. Anti-depresan özelliği ile sakinleştirici yapısı vardır, hafızayı kuvvetlendirir, iştah açıcıdır, kadınların adet öncesi semptomlarını hafifletir. Safran çayı ya da safran baharatının aslında en çok tercih edilme nedeni orta düzeydeki depresyon tedavisidir. Kalp ve damar sağlığını korur, göz sağlığına iyi gelir.
Safran faydalarını görebilmek için en çok çay olarak tüketilmesi önerilmektedir. Çay hazırlamak için kırmızı renkteki safran ipliklerinden 5-6 adet bir bardağa konur ve üzerine kaynamış su dökülerek 5 dakika kadar beklenebilir. Daha sonra bu su çay niyetine kakule ya da çubuk tarçınla tatlandırılarak tüketilebilir. Yararları yanı sıra zararı da olabilen bir bitkidir. Şöyle ki safran emziren veya hamile olan bayanlar için kesinlikle önerilmemektedir. İçindeki mineral ve yağlar rahim kaslarının gevşemesine sebebiyet verebileceğinden düşük tehlikesi söz konusu olabilir. Ayrıca çiçek alerjisi olan kişilerin de safran tüketmemeleri gerekmektedir.